Kokteyl Shaker Tipleri
Kokteyl yapımında kullanılan ekipmanlar dediğimizde ilk olarak aklımıza gelen tabii ki de shaker olacaktır. Muhtemelen sokakta 100 kişiye kokteyl nasıl yapılır diye sorulsa, çok büyük çoğunluğu shakerda çalkalayarak diyecektir. (Neden çalkalayarak kokteyl yapıyoruz sorusunun cevabına başka bir yazıda yer vereceğim.) Kokteyl shakerları, kokteyl yapımında bartenderların veya kokteyl meraklılarının lezzetli ve dengeli karışımlar oluşturmasına olanak tanıyan vazgeçilmez araçları. Barlarda ya da kendiniz için bir shaker ararken farklı formlarda shaker tipleri olduğunu da fark etmişsinizdir. Bu yazıda konumuz, farklı shaker tipleri ve karşılaştırmaları.
Piyasada üç farklı shaker tipi var. Bunlar; Cobbler, Parisian ve Boston shakerlar olarak isimlendiriliyorlar.
Soldaki resimde gördüğünüz shaker tipi Cobbler shaker ve muhtemelen en çok bilinen shaker tipi. Evlerde de en çok kullanılan shaker türü olabilir. Üç parçadan oluşuyor; hazne kısmı, kendinden süzgeçli üst kapak ve süzgeç kısmını kapatan bir kapak. Piyasada rahatlıkla bulabileceğiniz bir shaker tipi. Öncelikle kendinden süzgeçli yapısı nedeniyle – her ne kadar çok verimli olmasa da – başka ek ekipmanlara gereksinim duymadan kullanılabilecek bir shaker. Bu sayede bu shaker içerisinde çalkalayarak hazırladığınız kokteyli direkt olarak süzerek bardağınıza servis edebiliyorsunuz.
Cobbler shakerın dezavantajlı taraflarından bir tanesi, üç parça olmasından kaynaklanan üretim kalitesine bağlı olan sızdırma sorunu olabiliyor. Gerekli toleranslarla üretilmemesi durumunda shaker sızdırma olasılığı iki parça shakerlara göre daha fazla. Bunun tam aksi durum da bu arada söz konusu olabiliyor. Fazla sıkı toleranslarla üretilen cobbler shakerların, çalkalama sonrası özellikle buzla çalkalama sonucunda oluşan ters basınç nedeniyle açılması çok zor olabiliyor. Hatta kapağı açılamayan shakerlar eminim ki bazı evlerde mevcuttur. Kendinden süzgeci pratiklik sağlıyor dedik ama bir yandan da bazı kokteyllerde bu bir dezavantaja dönüşebiliyor. Süzgeç yapısına göre kokteyl içeriğinde kullanılan bileşenler tarafından tıkanabiliyor, bu da kokteyli bardağa servis etmeyi ciddi bir problem haline dönüştürebiliyor. O nedenle özellikle ezilmiş meyve içeren kokteyllerde bu süzgeci kullanmak pek verimli değil. Son olarak da cobbler shakerların kapasitesi genellikle diğer shaker tiplerine göre daha kısıtlı oluyor. Bu da özellikle barlarda aynı anda aynı shakerda birden fazla kokteyl yapabilme lüksünü kısıtlayabiliyor.
Bir diğer shaker tipi, Parisian Shaker. Fransız shaker olarak da isimlendirilebiliyor. Bu shaker tipine aslında Cobbler shaker ve Boston shaker arasında bir geçiş shakerı da diyebiliriz diye düşünüyorum. Cobbler shakerın süzgeci ve dolayısıyla da küçük kapağı olmayan hali şeklinde de nitelenebilir. Bu formu iki haznesinin de kullanılabilmesine yol açabiliyor. Bu tabii tasarım formuna bağlı olabiliyor. İki parça olduğu ve üst kısım alt hazneye düz bir şekilde oturduğu için düzgün toleranslarla üretildiğinde kullanım açısından da pratik. Fakat yine çalkalama sonrası ters basınç nedeniyle açılmakta zorluklar yaşanabiliyor. Görsel olarak da ben diğer shakerlara kıyasla daha estetik olduğunu düşünüyorum. Zaten birçok kokteyl görselimde arka planda bu shaker tipini görebilirsiniz. Benim evde en çok kullandığım shaker tipi ve atölyelerde de genellikle bu modeli kullanıyoruz.
Son kokteyl tipi de Boston shaker. Resimde de görebileceğiniz gibi, birbirinden farklı ölçülere sahip iki hazneden oluşan bir shaker tipi. Bu tip shakerın bir haznesi metal iken diğeri cam olabiliyor. Hatta Boston shaker olarak direkt bu model de isimlendirilebiliyor. Her iki haznesi metal olanlara tin2tin shaker adı verilebiliyor. Fakat, form olarak aynı oldukları için ikisine de Boston shaker olarak isimlendirmek yanlış olmayacaktır. Cam olanları, video çekimi gibi aksiyonlarda kokteyli yaparken içeriğindeki malzemelerin görünme gereksinimi yok ise, tercih etmemenizi öneririm. Çünkü cam kırılır ve shakerınız çöp olur. Hatta camın istasyonda patlaması, hatta yoğun bir günde patlaması ciddi sıkıntılara yol açabilir. Ayrıca cam hem daha ağırdır hem de iyi bir iletken de değildir. Ama tabii bu iki özellik, evde yapılan kokteyllerde çok önemli bir faktör olmayabiliyor. Kırılma en önemlisi.
Özellikle barlarda Boston shakerların daha çok tercih edildiğini göreceksiniz. Bunun önemli birkaç nedeni var. Birincisi diğer shakerlara göre haznelerinin daha fazla olması. Bu sayede bartenderlar aynı anda aynı kokteyli birden fazla porsiyonda bu shaker içerisinde yapabiliyorlar. Bu da servis açısından hız demek. Ayrıca bu shaker, iki hazne birleşiminde bir tarafında düz bir çizgi formu oluşacak şekilde kapatılır. Bu da diğer tarafta açılı bir formun oluşmasına neden olur. (ilk resimde görebilirsiniz.) Çalkalama sonrası shaker açılmaya çalışılırken, bu açılı kısma hafifçe vurulduğunda shaker esneyecek ve içeriden hava çıkışı olacaktır. Bu da shakerın kolayca açılmasını sağlayacaktır. Bu iki özellik, profesyonel kullanımda bu shakerın en çok tercih edilme nedenlerinin başında gelmektedir. Fakat shaker form olarak diğerlerine kıyasla daha uzun olduğu için kavrama ve kullanma açısından daha çok pratik gerektirebilmektedir.
Hem Parisian shaker hem de Boston shaker kendilerinden süzgeçleri olmadığı için ek süzme ekipmanlarına ihtiyaç duyar. Bu süzgeçler Hawthorne ve ince (fine) süzgeçler olarak geçmektedir. Bu ekipmanlardan başka bir yazıda detaylı olarak bahsederiz.
Yukarıda belirtilen özellikler dışında, yaptığınız kokteylin karakteristiğine göre de shaker seçimi yapabilirsiniz. Yani bazı kokteyllerinizi Cobbler shakerda bazılarını da Boston shakerda çalkalama gereksinimi duyabilirsiniz. Bunun olası nedenlerinden bir tanesi, çalkalama işleminde, shaker boyutunda göre sıvının shaker içerisinde yapacağı hareketi kısıtlamak ya da kontrol etmek de olabilir.
Shakerınızı seçerken deseni ya da tasarım formu da bir etken olabilir ama yukarıdaki özellikleri göz önünde bulundurmayı da ihmal etmeyin.
Çalkala hadi adamım, devrine durumuna göre çalkala
Seden Gürel